Camişerif Mahallesi, Mücahitler Caddesi, Hilmi Dikici İşhanı Kat:2 No:3-4 Akdeniz/Mersin

İş Hukuku

//

admin

İşçi ve işveren arasında ilişkileri kanunlar çerçevesinde düzenleyen hukuk dalına iş hukuku denilmektedir. Sanayi devriminden sonra işgücüne olan önemin artmasıyla beraber çalışan hukukuna yönelik iyileştirmeler yapılmıştır. Günümüzde insan haklarının da giderek önem kazanması beraber işçi ile işveren ve devletle olan ilişkilerin düzenlenmesi için iş hukuku ortaya çıkmıştır. Kanunla işçi ve işverenin belirlenen hakları doğrultusunda herhangi bir anlaşmazlık çıkması durumunda iki taraf bu hukuk sayesinde çözüme kavuşturulur.

İş Hukuku Dalları Nelerdir?

İş Hukuku, Bireysel İş Hukuku ve Toplu İş Hukuku iki ana dala ayrılmaktadır. Bunlardan ilki olan Bireysel İş Hukuku küçük işletmeleri kapsayarak burada çalışan insanların sözleşme kapsamında ücretler, çalışma koşulları, primler, ikramiye, işten çıkarılma ve tazminat konuları ile ilgilenmektedir. Toplu İş Hukuku ise daha büyük işletmelerde işveren ile işçiyi temsil eden sendikaları konu almaktadır. Bu hukuk alanında sendika kurma, toplu iş sözleşmeleri, üye olma ve diğer sendika hakları olmak birçok alanla doğrudan ilişkisi bulunuyor.

İş Hukukun Temel özellikleri Nelerdir?

İş Hukukun en önemli özelliklerinin başında hiç kuşkusuz işçi hakları gelmektedir. Geçmişten günümüze kadar birçok konuda işveren işçi üzerinde baskıları olmuş ve emekleri suiistimale uğramıştır. Bundan dolayı işçi ve işveren arasında bir sistemin olması zorunlu olmuştur. İş Hukuku ile bu sorun çözüme kavuşma ortamı bulmuş işçi ve işveren arasında iyi ilişkilerin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

İş Hukukun beli başlı özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz.

  • Temel olarak işçinin haklarının korunması ön görülmüştür.
  • İş Hukukunda işçi lehine emreden hukuk kuralların ortaya çıkması sağlanmıştır.
  • İşçilerin sendikal hakları sayesinde yönetime katılmasını ön gören hususlar bulunmaktadır.
  • İşçi v işveren arasındaki sözleşmenin gereksinimlerinden dolayı olan sorumluluk konu alınır.
  • İş Hukuku karma bir hukuk sistemine sahiptir.

İş Hukuku işçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesinde devlet de müdahil olmaktadır. İş Hukuku üçayaklı bir sistem olup iş yaşamıyla ilgili sorunların çözülmesinde uygulanan bir alandır.

İşten Kendim İstifa Edersem Kıdem Tazminatı Alabilir Miyim?

Haklı Fesih Sebepleri Nelerdir?

İşçilerin hangi durumlarda kıdem tazminatı alacağı konusunda 4857 sayılı İş Kanununda bazı hususlar belirtilmiştir. Herhangi bir haklı nedeni olmadan işten çıkan yani istifa eden işçiye kıdem tazminatı ödenmemektedir. İşçinin kıdem tazminatını almadığı gibi işverenden habersiz iş bıraktığı için işverene ihbar tazminatı vermek zorunda da kalabilir. Eğer işçinin haklı bir sebebi var ise kendi bile bıraksa kıdem tazminatı alabilmektedir. İş yerinde bulunan ağır iş koşullarından dolayı hasta olan işçi iş akdini tek taraflı feshederek kıdem tazminatı alabilir. İş yerinde işçiyi haksız yere işten çıkarmak ve mobbing yapması durumunda işçi gene tek taraflı iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatını alabilir. Bazı zorlayıcı sebeplerden dolayı da iş işini bırakabilir.

İş Kazası Olması Halinde Neler Yapılabilir?

506 sayılı SSK Kanunu ile 1475 sayılı İş Kanununa göre hangi durumların iş kazası olarak nitelendirildiği açıkça belirtilmiştir. İşçiler günümüzde işveren adına iş yapması nedeniyle bazı durumlarda bazı kazalar yaşayabilmektedir. İş yerinde iş sırasında meydana gelen iş kazalarında gerek tedavi gerek uzuv kayıplarında işveren tarafından bazı yükümlüklerin yerine getirilmesi gerekir. Bu yükümlüklerin yerine getirilmemesi durumunda işçi iş mahkemelerine başvurarak hakkını arayabilirler. İş kazasında ilk kural kazada zarar gören tarafından dava açılmaktadır. İşçi iş kazası nedeniyle dava açtığı gibi iş kazası nedeniyle ölmesi durumunda yakınları tarafından da açılabilmektedir.

İşe İade Davası ve İşçilik Alacağı Davası Nedir?

İşe iade davaları İş Hukukunun alanına girdiğinden dolayı iş mahkemelerince açılmaktadır. İşe iade davası işveren tarafından işçinin haberi olmaması veya iş sözleşmesinin feshetmesiyle ilgili kendi işine dönmek üzere açtığı dava olarak bilinmektedir. İşe iade olması için işçi tarafından bir talebin olması gerekmektedir. İşe iade davası işveren tarafından işçinin iş akdinin feshedilmesiyle başlamaktadır. İşe iade davası olayın meydana gelmesinde sonra otuz iş günü içinde dava açması gerekmektedir. Bu süre içinde herhangi bir dava açılmaması durumunda hak düşürücü süre olarak belirlenmektedir.

İş Kazası Davası ve Yetkili Mahkeme

İş kazası davaları ile yetkili mahkemeler iş kazlarının sebeplerini ve iş kazalarını araştırmakla yetkilidir. Bu araştırmalarda hem işçi hem de işveren arasında gelen anlaşmazlıklar çözüme kavuşturulmaktadır. Eğer iş yeri gerekli güvenlik önlemleri almadığı kanıtlanırsa iş yeri büyük bir tazminata mahkum edilir. İş kazaları ve iş davalarında yetkili mahkeme iş mahkemesidir. Eğer davacının kamu personeli ve davalının devlet olması durumunda sorun kamu idare mahkemelerinde çözüme kavuşturulmaktadır. İş Mahkemeleri İş Hukukunun alanın geniş olması nedeniyle iş yükü de daha fazla olmaktadır.

İş Kazası Davalarında Tazminat Nasıl Belirlenir?

İş kazasında tazminatı işçinin sakat, malullük gibi durumlar gözetilerek hesaplanmaktadır. Aynı zaman işçinin yaşlılık durumu ve bir daha çalışıp çalışmayacağı durumlar da söz konusu olmaktadır. İşçinin ölmesi durumunda ailesi, çocukları, annesi ve babasının desten yararlanması için bazı hususların dikkat ediliyor. İş kazasında işçide meydana gelen hasarlar göz önünde bulundurarak tazminat oranları da artırılmaktadır.

İş kazalarında Zaman Aşımı Süresi Ne Kadardır?

İş kazalarında zaman aşım süre sözleşmede yer alan maddelere göre 10 yıllık bir süre bulunmaktadır. Zaman aşım süresinin başlangıcı olayın vuku bulduğu tarih olarak belirlenmektedir. Eğer bir maluliyet durumu ortaya çıkmışsa yeni maluliyet süreci esas alınmaktadır. Bu süre içinde herhangi bir girişim ve başvuru yapılmaması durumunda hak düşürücü olarak uygulanmaktadır.

İş kazasında Davanın Konusu

İş kazalarında dava konusunu kazaya uğrayan kişinin veya kaza sonucu işçinin ölmesi gibi durumlarda açılan davanın sonuçlanarak hak ve menfaatlerin ödemesi halidir. SSK tarafından sağlanan sağlık hizmetleri dışında ödenen tüm giderleri konular arasında yer almaktadır. Ayrıca SSK kendi tedavi alacakları için işverene dava açmaktadır. İş kazası sonucunda işçi çalışamayacak kadar kayıpları bulunuyorsa her türlü kayıpların tazmini için dava açabilir. Dava yolu açık olup her türlü sakatlıktan dolayı gelecekteki iş kayıpları için de tazminat davası açılabilir. Ayrıca iş kazası nedeniyle işçinin hayatı kaybetmesi ile hak sahiplerine bütün kayıplar için maddi ve manevi tazminatlar talep edilebilir.

Hangi Koşullar Altında İş Bırakılır?

İşverenler kendi işinde çalıştırdığı işçilerden bilgi ve emeği karşılığında bazı yükümlüklerin yerine getirilmesini istemektedir. İşveren hem sözleşmeden hem de hukukta bulunan emredici normlar doğrultusunda kusursuzluk ilkesi gereği bazı işlerin yapılmasını işçiden talep etmektedir. İş Hukukun temeli işçinin hakları korunmasını temel aldığı için işçi sadece iktisadi olarak işverene bağlı olduğu belirtilmektedir. Yani işçinin işverene bağlı olarak çalışması bazı durumları değiştirmediği görülmektedir.

İşçinin işverene bağımlığı işyerinde bulunan kurallar neticesinde işlerin yürütülmesi için görev taksimi ile işlerin yerine getirilmesini ön görmektedir. İş veren tarafında işçiye yapılan baskı ve mobbing gibi durumlarda işçi işi bırakabilir. Aynı zaman işçinin kapasitesinden fazla ağır yüklü işlerde çalıştırması halinde de işçi işi bırakarak tek taraflı sözleşmeyi fesih işlemini yapabilmektedir. Herhangi bir tehdit varlığı da iş bırakma nedeni olmaktadır. İş kazası davalarınız ve tüm sorularınız için Mersin İş hukuku avukatı , Mustafa Burkay Tunç’a 0537 218 66 70 numaralı hattan ulaşabilirsiniz.

Yorum yapın