Camişerif Mahallesi, Mücahitler Caddesi, Hilmi Dikici İşhanı Kat:2 No:3-4 Akdeniz/Mersin

HAGB Nedir ? Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması nedir?

//

admin

HAGB Nedir ? HAGB kararı ne anlama gelir?

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması halk arasındaki ismiyle HAGB kararı mahkeme aşamasında (kovuşturma aşamasında) sanık hakkında hükmolunan cezanın belirli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmamasıdır. CMYK.231 Yani mahkeme tarafından sanığa bir HAGB kararı verilir ve bu kararla beraber bir denetim süresine tabi tutulur. Bu denetim süresi içerisinde sanık kasıtlı bir suç işlemez veya mahkeme tarafından verilen yükümlülüklere uygun davranılırsa verilen denetim süresi sonunda davanın düşmesine karar verilir. Bu karar neticesinde de sanığın sicilinden HAGB kararı silinir. 

Aslında adından da anlaşılacağı üzere hükmün açıklanmasının geriye bırakılması mahkeme tarafından verilen kararın açıklanmaması ve açıklamayı geriye bırakmasıdır. Bu durum adeta sanığa ikinci bir şans tanımaktadır.

Söz konusu HAGB kararı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. Maddesinde düzenlenmiştir.

HAGB kararı hakim tarafından resen kararı verilebilir mi ?

Hakim tarafından resen HAGB kararı verilemez.  HAGB kararı için aranan tüm şartlar oluşmasına rağmen mahkeme tarafından sanığa ceza verilmesi halinde HAGB kararını kabul ediyor musun ? şeklinde soru sorulması gerekmektedir.

HAGB Karadın suçun niteliği mi önemli yoksa suçun cezasının miktarı mı ?

HAGB kararında istisnai suçlar dışında suçun niteliği değildir. Burada önemli olan cezanın miktarıdır. HAGB kararı verilebilmesi için mahkemenin yaptığı yargılama neticesinde hükmettiği ceza hapis cezası ise 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası olmalıdır. 18 yaşından küçük çocuklar için de aynı ceza miktarı geçerlidir.

Ceza muhakemesi kanununda ölçü olarak 2 yıl veya daha az süreli ceza miktarları ölçü olarak kabul edilmektedir. Örneğin kasten adam yaralama, taksirle adam yaralama, hırsızlık, mala zarar verme, dolandırıcılık, tehdit, uyuşturucu madde kullanımı gibi suçlarda süre koşulu yukarıda belirttiğimiz gibi 2 yıl veya daha az süreli ceza koşulunu sağladığı takdirde HAGB kararı verilir.

HAGB kararı verilemeyecek istisnai suçlar

Karşılıksız çek keşide etmek, disiplin veya tazyik hapsi gerektiren fiiller ( uzaklaştırma kararının ihlali, nafaka borcunun ödenmemesi ) , terörle mücadele kanun kapsamına giren suçlar gibi suçlar işlendiği takdirde HAGB kararı verilemez.

ADLİ PARA CEZASI VE HAGB İLİŞKİSİ

Adli para cezası mahkeme tarafından doğrudan verilebileceği gibi seçenekli suç tiplerinde hapis cezası hükmolunan cezada adli mahkemece adli para cezasına çevrilerek de verilebilir. Örneğin hakaret veya basit tehdit suçları neticesinde mahkeme size adli para cezası verdi. Bu durumda mahkeme vermiş olduğu adli para cezasını HAGB kararına çevirebilir.

Ancak yukarıda bahsettiğimiz hakaret ve basit tehdit suçlarında mahkemece direk olarak hapis cezası da verilebilir. Suç tipinin seçenekli suç tipi olmasından kaynaklı olarak mahkemece verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. Bu durumda hapis cezası adli para cezasına çevrildiği için artık mahkemece HAGB kararı verilemez.

MAHKEMENİN HAGB KARARI VEREBİLMESİ İÇİN SANIĞA DAİR ŞARTLARI NELERDİR ?

Daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olup olmaması

Sanığın daha önce kasten işlediği bir suçtan dolayı kesinleşmiş mahkumiyeti varsa hakkında HAGB kararı verilemez. Önceki mahkumiyetin hapis cezası veya adli para cezası olmasının veya ceza miktarının hiçbir önemi yoktur. Burada ki dikkat çekmek istediğimiz husus sanığın önceki mahkumiyetine esas suçun kasten işlenip işlenmediğidir.

Ancak sanık daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olsa dahi, mahkumiyetin üzerinden tekerrür hükümlerinin uygulanması için gerekli olan süre geçmiş ise daha önce işlenen suç da HAGB kararı verilmesine engel olmaz.

Tekerrür hükümlerinin uygulanması için gerekli süre ise TCK md 58’de düzenlenmiştir. Bu süreler 3 yıllık ve 5 yıllık sürelerdir.

TCK MD 58

(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.

(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;

a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,

b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl, Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.

 İşlenen suç nedeniyle zararın giderilmesi

İşlenen suç nedeniyle mağdurun veya kamunun zararı giderilmesi halinde HAGB kararı verilebilir. Bu zarar maddi zararlardır. Zarar aynen iade şeklinde giderilebildiği gibi tazmin suretiyle de giderilebilir. Örneğin bisikletin çalınması durumunda bisikletin aynen iadesi yapılabileceği gibi miktarı olan zarar da karşılanabilir.

Burada mahkeme zararı yaklaşık bir miktar olarak belirleyebilir. Eğer bu durumun kendi bilgisini aşacağını düşünüyorsa bilirkişi incelemesi yaptırtarak zararı tespit ettirebilir.

Zararın kısmen giderilmesi durumunda ise müşteki veya mağdurun sanığa HAGB kararı verilmesi durumuna rıza göstermesi gerekmektedir. Kısmı kabulde mağdur sanığın HAGB kararı göstermesine rıza göstermemesi durumunda sanığa HAGB kararı verilemez.

Mahkemenin sanığın tekrar suç işlemeyeceğine kanaatine varması

Mahkeme sanığın tutum ve davranışlarını değerlendirir ve yeniden suç işlemeyeceğine kanaat getirirse HAGB kararı verir.

Sanığın HAGB’ye onay vermesi

Yukarıda da belirttiğimiz üzere mahkemece sanığa ceza verilmesi halinde HAGB kurumunu kabul ediyor musun ? şeklinde soru sorulması ve sanığında da HAGB kararını kabul ederim şeklinde beyan vermesi halinde mahkemece HAGB kararı verilebilir. Sanığın HAGB’yi kabul etmemesi halinde HAGB kararı verilemez.

MAHKEMECE HAGB KARARI VERİLDİ. NETİCE OLARAK SANIK DENETİM SÜRESİNE TABİ TUTULTU. PEKİ SANIK DENETİM SÜRESİ İÇERİSİNDE YENİDEN SUÇ İŞLEMESİ HALİNDE NE OLACAK ?

HAGB kararı verilmesi halinde sanık 5 yıl süreyle denetime tabi tutulur. 18 yaşından küçük çocuklar için ise denetim süresi 3 yıldır. Sanık denetim süresi içerisinde kasten bir suç işlemez ise HAGB ortadan kalkar ve dava düşer.

Ancak sanık HAGB süresi içerisinde kasıtlı suç işlerse bu durumda geriye bırakılan hüküm mahkeme tarafından aynen açıklanır. Bu husus mahkeme tarafından yeniden duruşma açılarak yapılır. Suç işleyen sanık hakkında daha önce verilen ceza seçenek yaptırımlara çevrilemez. Sanık hakkında yeniden duruşma açılmasının sebebi ise sanığın geriye bırakılan hükmün açıklandığından haberdar olmasıdır. Açılan duruşmaya sanığın katılmaması halinde mahkeme tarafından önceki savunmalarıyla yetinilerek karar verilebilir.

HAGB kararı sonrası verilen denetim süresi içerisinde yeniden suç işlenmesi halinde işlendiği iddia edilen ikinci suçun mahkumiyetle kesinleşmesinden sonra işlenen ilk suç nedeniyle verilen HAGB kararı açıklanabilir. Buradaki en önemli husus ikinci işlenen suçun kasıtlı suç olması ve kesinleşme tarihidir. İkinci işlenen suçun ilk verilen HAGB kararı denetim süresi içerisine denk gelip gelmediği önemlidir. Denk gelmesi halinde ilk verilen HAGB kararındaki hüküm açıklanır.

İkinci işlenen suçun kesinleşme tarihi denetim süresi içerisinde bile olsa ikinci suç kasıtlı bir suç değilse örneğin taksirli yaralama hatta bilinçli taksir bile olsa kasıtlı suç olmadığı için ilk işlenen suçtaki HAGB kararının bozulması gibi bir husus söz konusu dahi olmaz.

HAGB KARARI İSTİNAF TEMYİZ VE İTİRAZ MÜESESELERİ

HAGB kararı kararın duruşmada öğrenilmesi yani tefhim veya duruşmaya katılınmaması halinde teliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir.

HAGB kararı istinaf veya temyiz etme müesesesi yoktur. Çünkü itiraz kanun yoluna tabidir.

Asliye Ceza Mahkemesinde verilen HAGB kararının itirazı o adliyedeki nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesidir.

Ağır Ceza Mahkemesinde verilen HAGB kararına itiraz ise kararı veren mahkemenin sıra numarası olarak izleyen Ağır Ceza Mahkemesidir. Örneğin HAGB kararını 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin vermesi durumunda kararın itirazı 3. Ağır Ceza Mahkemesine yapılır.

HAGB KARARI – ALEYHE BOZMA YASAĞI

Aleyhe bozma yasağı sanık lehine yapılan istinaf ve temyiz başvurusu neticesinde verilecek olan hükmün sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde değiştirilmemesidir. Örneğin yaralama suçundan 1 yıl 4 ay ceza alan biri istinaf mahkemesine başvurdu ve istinaf mahkemesi sanığın az ceza aldığını, daha fazla ceza alması kanaatinde olması halinde aleyhe bozma yasağı nedeniyle hükmü bozamayacaktır.

Ancak bu durum HAGB kararlarında farklıdır. HAGB’ye itiraz halinde aleyhe bozma yasağı dikkate alınır.

HAGB KARARI – KANUN YARANINA BOZMA

Kanun yararına bozma istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen mahkeme kararları aleyhine gidilebilen bir kanun yoludur. HAGB kararına itiraz da istinaf ve temyiz incelemesine tabi olmadığı için kanun yararına bozma yoluna başvurulabilir.

Ancak HAGB kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidildiğinde kararın esası denetlenemez. Yargıtay sadece HAGB kararının biçimsel şartlarının oluşup oluşmadığın denetlenmesinden ibaret olacaktır.

Bu biçimsel şartlar ;

Hükmedilen ceza miktarının HAGB uygulanması için uygun olup olmadığı, sanığın daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetinin olup olmadığı, zararın giderip giderilmediği, suçun istisnai suç olup olmadığı, denetim sürelerin doğru olup olmadığıdır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunca bu biçimsel şartlarda hukuka aykırılıklar tespit edilirse dosya aynı şekilde gönderilen yerel mahkemeye iadesine karar verilir.

 HAGB KARARI ADLİ SİCİL KAYDINA İŞLENİR Mİ ?

Sanığın HAGB kararı alması halinde adli sicil kaydında bu hükümlere özgü bir sisteme kaydedilir. Bu nedenle sabıka kaydında HAGB kararı gözükmez. Bu kayıtları sadece hakimler ve savcılar görebilir.

HAGB Kararına Uyulmaması Nedeniyle Dosyanın Açılması ve Hükmün Niteliği

Sanığın HAGB kararına uymaması, yani denetim süresi içinde suç işlemesi veya yükümlülüklere aykırı davranması halinde hükmün aynen açıklanmasına karar verilmektedir. Hakim, özellikle denetim süresi içerisinde suç işlenmesi halinde, içeriğinde değişiklik yapmadan hükmü açıklamalıdır. Hükümdeki hata veya eksiklikler kanun yolu muhakemesi vasıtasıyla giderilmelidir. Örneğin, mağdurun zararı giderildiği halde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmayan kişiye ilişkin hukuka aykırılık HAGB kararı açıklanırken düzeltilemeyecektir. Açıklanan bu hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurularak hata veya eksiklikler giderilecektir.

Denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan mahkûm olunması durumunda hükmün açıklanabilmesi için bu ikinci suçun denetim süresi içerisinde işlenmesi ve kasıtlı bir suç olması yeterlidir. Deneme süresi içerisinde işlenen ikinci suçun bu süre içerisinde kesinleşmesi gibi bir zorunluluğa madde metninde yer verilmemiştir. Ancak mahkeme sanığın denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan verilen mahkûmiyet kararının kesinleşmesinden sonra hükmü açıklayabilecektir. İkinci suçun doğrudan ya da olası kastla işlenmesinin bir önemi yoktur. İkinci suçun şikâyete bağlı veya resen soruşturulan bir suç olması da sonuca etkili değildir. Yine ikinci suçtan mahkûmiyetin adli para cezası ya da hapis cezası olması yanında TCK’nın 50. maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilmiş olmasının da önemi olmadığı gibi kesin nitelikte olmasının da bir önemi yoktur. Kanun koyucu ikinci suçun kasıtlı bir suç olmasını yeterli görmüş, ikinci suçtan verilecek mahkûmiyet hükmünün niteliği konusunda bir sınırlama getirmemiştir. İkinci suçun taksirle işlenmesi durumunda ise, bilinçli taksir de olsa hüküm açıklanamayacaktır.

Denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi nedeniyle, açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanıp açıklanmayacağı hususunda öğretide; “Burada yanıtlanması gereken sorun, sonradan koşullarının gerçekleşmiş olması nedeniyle mahkemenin hükmü açıklaması gereken durumlarda, önceki hükümde bir değişiklik yapıp yapamayacağı ve bu çerçevede hapis cezasının ertelenmesine ya da seçenek yaptırıma karar verip veremeyeceğidir. Biz, mahkemenin önceki kararında bir değişiklik yapamayacağı ve bu nedenle de bu aşamada erteleme ya da başka bir yaptırıma karar veremeyeceği düşüncesindeyiz.” ; “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması hâlinde, mahkeme hükmü açıklar. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren hâkim ile hükmü açıklayan hâkimin farklı olması hâlinde, hükmü açıklayan hâkim açıklanmayan hükümde veya hüküm fıkrasında hukuka aykırılık tespit etse dahi hükmü değiştiremez; sadece açıklar. Bu hata ancak kanun yolunda giderilebilir.” şeklinde görüşler bulunmaktadır.

CMK’nın 231/11. maddesine göre; mahkemenin, sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere bilerek aykırı davranması hâlinde hükmü aynen açıklamakla yükümlü olduğu, kendisine yüklenen yükümlülükleri elinde olmayan sebeplerle yerine getiremeyen sanığın ise durumunu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşulların varlığı hâlinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verebileceği anlaşılmaktadır. Öte yandan, ilk hükümde uygulama şartlarının oluşmasına rağmen fark edilmeyen veya uygulanması unutulan nitelikli bir hâlin, hükmün açıklandığı sırada uygulanarak sanık hakkında daha ağır bir cezaya hükmolunabileceğinin kabul edilmesi mümkün değildir. Kişilerin işledikleri birtakım suçlardan dolayı adli yönden lekelenmemeleri için bir fırsat ve bu anlamda sanık ile Devlet arasında imzalanmış bir sözleşme anlamına gelen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulandığı hâllerde, sanık denetim süresi içerisinde bir daha kasıtlı bir suç işlememeyi taahhüt ederken, Devlet ise sanığa lekelenmeme hakkı tanımakta ve belirli bir süre içerisinde kasıtlı başka bir suç işlememesi hâlinde cezanın düşürüleceğini taahhüt etmektedir. Sanığın Devlete verdiği sözü tutmayıp denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi durumunda ise, kanun koyucu açıklanması geri bırakılan cezanın aynen açıklanması yaptırımını öngörmüştür. Dolayısıyla açıklanması geri bırakılan hükümde değişiklik yapılmak suretiyle sanığın daha fazla cezalandırılmasına karar verilmesi, bir nevi sözleşmeye aykırılık anlamına geleceği gibi kişilerin Devlete ve adalete olan güvenlerinin de sarsılmasına neden olacağı ortadadır. Diğer yandan, ilk hükümdeki hukuka aykırılıkların ileride sanık tarafından kazanılmış hak konusu olma ihtimali de göz önüne alındığında, mahkeme tarafından uygulanması unutulan veya fark edilmeyen herhangi bir hususun ancak aleyhe başvuru olması hâlinde temyiz veya istinaf yoluyla giderilebileceği, özellikle sanık aleyhine olacak şekilde hükmün düzeltilemeyeceği veya değiştirilemeyeceği kabul edilmelidir (YCGK-K:2019/502).

HAGB nedir ?

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması halk arasındaki ismiyle HAGB kararı mahkeme aşamasında (kovuşturma aşamasında) sanık hakkında hükmolunan cezanın belirli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmamasıdır. CMYK.231

Yorum yapın